Popüler Yayınlar
-
Bu deyimi çok severim, genelde insanlar bunu atasözü sansa da deyimdir bu. Neden deyimdir? Çünkü herhangi bir deyimin görevini yapıyor. Tabi...
-
Evet gençler, yanlış duymadınız benjamin. Ünlü japon futbolcu benjamin. Liseliler sittin sene hatırlamaz zaten yaşıtlarım da hatırlamıyor. B...
-
Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen burayı tıklayın.
-
galatakulesiyim ben kalabalığın arasından sana bakmaya çalışıyorum sana, kız kulesine.. boğazın inci tanesine mavilikler arasından yeşil...
-
bırakalım dünyayı gözlerimiz gülsün dudaklarımız dudaklarımız konuşmasın dudaklarımız açılmasın yıldızlara bakalım gözlerimiz gülsün, ...
-
Evet lise birinci sınıfta tanıştığım oyunun adıdır kendisi. Çok vaktimi çaldı benden, hatta hayatımın kırılma anlarından biridir bu oyun. Bu...
-
saat 3.30a geldi ben rapor yazacam diye hayal ederken 3 manuf raporu ve diğer dersler beklesin umut sarıkayanın yazısını okuyorum. Sizinle d...
-
Ben bu insanları hiç anlamıyorum. Dışarıda kimseyi rahatsız etmeden çiseleyen yağmuru gören herkes şemsiyesini çekmiş; şemsiyesi olmayan da...
-
evet şu cümleyi kullanamamak 3 yıldır okuduğum mühendislik bölümünde bana en çok koyan şeylerden biri :P mesela bir yaralı var oradan hemen ...
28 Ağustos 2011 Pazar
sevdim bir genç kadını
sevdim bir genç kadını
ansam onun adını
herşey beni ona bağlar
kalbim durmadan ağlar
gitti o dönmeyecek
aşkım hiç bitmeyecek
uzun yıllar geçse bile
yaşarım hayaliyle
kemanımla ona bir ses verebilseydim eğer
bu sesimle ona ersem bana dünyaya değer
ne yazıkki deniz engin şu ufuklar övgün
bilememle doğuyor her yenigün
yarın olsun yarın olsun diye renkler soluyor
neye baksam ne işitsem bana bin dert oluyor
şu karanlık günün elbet gelecektir sonu
KALBİM ÖZLÜYOR ONU
göz bebeğim kap kara etrafı ise kıpkırmızı
soruyorlar neden böyle diye
bir şeytanın soğuk bedeni sanki üzerimde
sevgim nefret
aşkım kabus olmuş
hayallerim
hayallerim ise yangın yerinde unutulmuş
kurtarmaya çalışıyorum
birini kurtarırken ötekinin kül olduğunu görerek
hayallerimle beraber yandığımı bilerek
umutlarım
umutlarım da benle beraber
hiç olmayacağını bildiğim halde hala benimle beraber olan umutlarım
zaman
her şeyin zamana bırakıldığı zamanlar
bize bıyık altında gülen hızlıca akıp giden zaman
dünün aynısını yaşıyoruz gibi geliyor bize
ama yok öyle değil
dökülen her tel
kırışan her ten
zamanın en büyük şahidi bize
tutamıyorum zamanı
bir kez sorsa
anlat dese
beni de tutamazsın
okyanuslar gibi gel gitler yaşıyorum
anlatamıyorum ruhumu
soruyorlar neden böyle diye
bir şeytanın soğuk bedeni sanki üzerimde
sevgim nefret
aşkım kabus olmuş
hayallerim
hayallerim ise yangın yerinde unutulmuş
kurtarmaya çalışıyorum
birini kurtarırken ötekinin kül olduğunu görerek
hayallerimle beraber yandığımı bilerek
umutlarım
umutlarım da benle beraber
hiç olmayacağını bildiğim halde hala benimle beraber olan umutlarım
zaman
her şeyin zamana bırakıldığı zamanlar
bize bıyık altında gülen hızlıca akıp giden zaman
dünün aynısını yaşıyoruz gibi geliyor bize
ama yok öyle değil
dökülen her tel
kırışan her ten
zamanın en büyük şahidi bize
tutamıyorum zamanı
bir kez sorsa
anlat dese
beni de tutamazsın
okyanuslar gibi gel gitler yaşıyorum
anlatamıyorum ruhumu
keşke sen de bir günaydın deseydin bana
günüm seninle aydın olsaydı
gözleriminin bebeklerinde gece ay gündüz güneş olsaydın
gülseydin gözlerime bakarak,
kendini görseydin
kendini görürken beni de görseydin
sana ne kadar da ürkerek heyecan içinde baktığımı
sana bakarken ben büyülendim mi yoksa sen bana bakarken büyü bozuldu mu?
bak istanbul da özlemiş seni
kış güneşini görünce yüzümüz gülse de yine de üşütüyo işte ama özledik güneşi
üşütse de göstersin arada yüzünü sevindirsin bizi
bize bir bahar daha versin artık
günüm seninle aydın olsaydı
gözleriminin bebeklerinde gece ay gündüz güneş olsaydın
gülseydin gözlerime bakarak,
kendini görseydin
kendini görürken beni de görseydin
sana ne kadar da ürkerek heyecan içinde baktığımı
sana bakarken ben büyülendim mi yoksa sen bana bakarken büyü bozuldu mu?
bak istanbul da özlemiş seni
kış güneşini görünce yüzümüz gülse de yine de üşütüyo işte ama özledik güneşi
üşütse de göstersin arada yüzünü sevindirsin bizi
bize bir bahar daha versin artık
sevmek için
ölümü isteyen bedenim
bakışının kör ettiği gözlerim
yok olmak isteyen ruhum
yalan olmuş sözlerim
hepsi seni bekler
yaşamak için
görmek için
var olmak için
sevmek için
bakışının kör ettiği gözlerim
yok olmak isteyen ruhum
yalan olmuş sözlerim
hepsi seni bekler
yaşamak için
görmek için
var olmak için
sevmek için
kimim ben
galatakulesiyim ben
kalabalığın arasından sana bakmaya çalışıyorum
sana, kız kulesine..
boğazın inci tanesine
mavilikler arasından yeşilliklerini seçmeye çalışıyorum
öyle güzel parlıyorsun ki ne solundaki batık gemileri görüyor gözüm ne de sağındaki üsküdarı
bakamıyorum etrafa sen varken
sultanahmet ayasofya galata taksim heryer beni selamlıyor
herkes parmakla gösteriyor
ama ben de seni gözlüyorum.
artık eski ihtişamım yok belki
gökkafesin yanında ufak kalıyorum belki
ama ben değil buna göz yumanlar utansın sadece onlar değil çamlıcadaki metal direkler de utansın.
Heryerden tecavüz edilmiş boğaziçine, ne kadıköy bıraktılar ne beykoz ne beşiktaş.
Korkuyorum birgün sanada değecek elleri
ama sen korkma gece gündüz ben hep seni bekliyorum.
Hazerfen Çelebiyle sana haber yolladım..
biz neler gördük beraber..
ama daha çok şey göreceğiz.
biz ne savaşlar gördük ama hiçbir savaş 21. yuzyılın
canavarlarından daha fazla zarar vermemiştir bize.
gözleri kapalı istanbulun
bir sen varsın bizi aydınlatan
sen de söndürme fenerini
bak bir kez daha gözlerime
el ele verip gidelim kuzeye
beton binalara bakacağımıza
yeşilliğe dalalım orada..
korkma kaybetmem senin gözlerini o yeşillikte
bir gördüm o ışıltıyı
ama pir sevdim anlamsızca
oysaki
ne ben boğazı aşar sana ulaşırım
ne de yeşillikler içinde beraber kaybolabiliriz.
Herkes yerinde iyi galiba
Hayal işte
kurması bedava...
sen iste
marmara dalgalansın taşırsın seni karaköye
ya da sen iste
deprem olsun ben dalayım marmaraya
ama işte
istemezsin
niye istemezsin biliyor musun?
çünkü sende yalan dünyanın üzerine nankör insanların kurduğu bir taşsın
kalabalığın arasından sana bakmaya çalışıyorum
sana, kız kulesine..
boğazın inci tanesine
mavilikler arasından yeşilliklerini seçmeye çalışıyorum
öyle güzel parlıyorsun ki ne solundaki batık gemileri görüyor gözüm ne de sağındaki üsküdarı
bakamıyorum etrafa sen varken
sultanahmet ayasofya galata taksim heryer beni selamlıyor
herkes parmakla gösteriyor
ama ben de seni gözlüyorum.
artık eski ihtişamım yok belki
gökkafesin yanında ufak kalıyorum belki
ama ben değil buna göz yumanlar utansın sadece onlar değil çamlıcadaki metal direkler de utansın.
Heryerden tecavüz edilmiş boğaziçine, ne kadıköy bıraktılar ne beykoz ne beşiktaş.
Korkuyorum birgün sanada değecek elleri
ama sen korkma gece gündüz ben hep seni bekliyorum.
Hazerfen Çelebiyle sana haber yolladım..
biz neler gördük beraber..
ama daha çok şey göreceğiz.
biz ne savaşlar gördük ama hiçbir savaş 21. yuzyılın
canavarlarından daha fazla zarar vermemiştir bize.
gözleri kapalı istanbulun
bir sen varsın bizi aydınlatan
sen de söndürme fenerini
bak bir kez daha gözlerime
el ele verip gidelim kuzeye
beton binalara bakacağımıza
yeşilliğe dalalım orada..
korkma kaybetmem senin gözlerini o yeşillikte
bir gördüm o ışıltıyı
ama pir sevdim anlamsızca
oysaki
ne ben boğazı aşar sana ulaşırım
ne de yeşillikler içinde beraber kaybolabiliriz.
Herkes yerinde iyi galiba
Hayal işte
kurması bedava...
sen iste
marmara dalgalansın taşırsın seni karaköye
ya da sen iste
deprem olsun ben dalayım marmaraya
ama işte
istemezsin
niye istemezsin biliyor musun?
çünkü sende yalan dünyanın üzerine nankör insanların kurduğu bir taşsın
Etiketler:
kız kulesi,
kız kulesi galata kulesi aşkı
25 Ağustos 2011 Perşembe
bunu kesin anlatmayalım
Çok değil yarım saat öncesi spordan çıktım 319la eve geliyorum. Kulağımda kulaklık müzik dinliyorum, neyse en arkada yer boşaldı oturdum. Sonra önümdeki koltuka cam kenarında oturan kadın inmek için müsade istedi adam da müsade etti ama kadın artık adamı beğenmedi mi nedir adamı kaldırdı ve öyle çıktı koltuktan, ne olduysa o sırada oldu yanımda oturan benm 2 bilemedin 3 katım olan çocuk abi bu kadınlar niye böyle ya diye sormaz mı bende rahatsız heralde falan dedim. O da nasıl rahatsız kafadan mı diye sordu. O an anlamıştım çocuğun kafa süperdi :D devamı da geldi zaten, ikinci sorusu kaça gidiyon abi oldu bende üniversiteye dedim. O abi sen kendini kurtarmışsın demezmi işe başlayınca kaç para maaş alıcan sorusu ise daha güzeldi bende 5bin tl diyince iyice gözleri açıldı. Sonra 96 doğumlu kardeşim bana nasihat vermeye başladı abi oku ya bizim gibi olma sen, bak bize bulaşıkhanede çalışıyoruz. abi ben liseyi bitirsem benden adam olur mu üniversite okumam şart mı ne okiyim abi...... bir sürü soru bende sakin sakin çocuğa cevap veriyorum. Allah bol bol vermiş ama beyin koymamış cocuga yapacak bir şey yok. Bu da öyle saçma salak bir anım. Ulan nerden buluyo böyle tipler beni hiç anlamam nasıl bi enerji çekiyorsa artık bana bunları
24 Ağustos 2011 Çarşamba
Galatasaraylılık
tarih->> 24.08.2011
yıllar önce 24.08.2001 GS süper kupayı kaldırmıştır. Dahada yıllar önce sene 95 fenerbahçe şampiyon olmuş. İlk hatırladığım şampiyonluk, henüz hayrettin diyemiyorum. Sokaktaki abilerim hayvettin dememle dalga geçiyorlar. Bense sarı kırmızıya o zaman aşık olmuştum. Sonrası cocukluğumdaki mükemmel aşklar gibi geliyordu. Türkiye de rakibimiz olmadığı gibi avrupanın en büyüklerine şampiyonlar liginde kafa tutuyorduk.
Şuanki 4 3 3 barcelona sistemini biz o zaman fatih hocayla uyguluyorduk. Suat okan emre baklavasının önünde arif hagi ve hakan vardı. Serbest vuruş olunca inanın penaltıdan daha çok sevinirdik. Sokakta sabahtan akşama kadar futbol oynarken, ayağımızda top varsa dilimizde de haginin hakanın isimleri dolaşırdı. Sol ayak olduğum için ben hep hagi derdim kendime. Artık lig şampiyonluğu kesmiyordu bizi, bir juventus gs maçıydı, ercan taner golü kaçıran hakana yapma be hakan ne yaptın demesini hiç unutamam. Herkes kendi stadına cehennem der ya bizim ki öyle değildi, oraya avrupalılar ali samiyen hell dediler. Çünkü biz oraya MANUnun altın jenerasyonunu gömmüştük, biz oraya Barcayı milanı madridi kısacası tüm avrupayı gömmüştük. Sonrası ise chealseden yediğimiz 5 golün sonrasında başlayan uefa serüveni. Sonrası kupa, ne zaman izlesem gözlerim dolar tüylerim dikenlenir. Ve tarih 24 ağustos 2000 monaco finali, hakan şükür ve terim yok ama jardel ve lucescu var bu sefer. Casillasa futbolu öğreten golcü kim diye sorarsanız bu kesinlikle Jardeldir. Sonraki yılda lucescuyla avrupada fırtınalar estirmeye devam ediyorduk. Nasıl ki avrupa fatihi osmanlı çökme dönemine girdiyse bir başka avrupa fatihi galatasarayda içindeki bizans oyunlarına dayanamayıp çökme dönemine girmiştir. Evet belki bugün real madritten 5 yiyeceğiz. Çünkü los galacticosa karşı engel koyacak türki gibi güçlü oyuncularla dolu fedakar yabancılarla dolu bir galatasaray yok. Fatih Terim sabriyle enginle kazımla ne kadar ileri gidebilir bilemeyiz. Ama yapacak bir şey yok aşk bu
seviyorum işte uefa kupası olduğu için değil, cocukluğumun en masum günlerinde giydiğim sarı kırmızı forma için seviyorum. Dünyaya türkleri tekrar hatırlattığı için seviyorum.
Bir gün gsnin resmi sitesine girdim ve kuruluş tarihine baktım.
Ali Sami Yen'in müthiş cümleleri en az fatihin cümleleri kadar beynime işlemişti.
amacımız ingiliz takımları gibi toplu halde oynamak ve avrupalı takımları yenmekti.
O gün iyiki sarı kırmızıya aşık olmuşum dedim.
Çocukluğumda çok iyi top oynardım ama sürekli ev değiştirmemiz nedeniyle ve ailemin futbol düşmanlığı nedeniyle profesyonel olarak bi klupte oynayamıştım. Sonra 8. sınıfa geldiğimde toptan bana fayda gelmeyeceğini anladığım an deli gibi lgsye çalışmaya başlamıştım. Amacım GS lisesini, mektebi sultaniyi kazanmaktı. Çok yaklaşmıştım, o kadar imkansızlıklar içinde çalışmıştım ki ama yine de kazanmak istemiştim. 2 soru daha fazla çözebilseydim o liseye gidebilecektim. O da olmadı. Sonrası futboldan uzak yıllar, okuduğum lise eğitim açısından iyi olmasına rağmen sportif açıdan rezaletti. Kesinlikle top oynamak yasaktı, artık mahallede de top oynamaz olmuştum. Yaşama amaçlarımdan biri daha ölüp gitmişti. Her şeye rağmen içimdeki sarı kırmızı aşk ölmüyordu
yıllar önce 24.08.2001 GS süper kupayı kaldırmıştır. Dahada yıllar önce sene 95 fenerbahçe şampiyon olmuş. İlk hatırladığım şampiyonluk, henüz hayrettin diyemiyorum. Sokaktaki abilerim hayvettin dememle dalga geçiyorlar. Bense sarı kırmızıya o zaman aşık olmuştum. Sonrası cocukluğumdaki mükemmel aşklar gibi geliyordu. Türkiye de rakibimiz olmadığı gibi avrupanın en büyüklerine şampiyonlar liginde kafa tutuyorduk.
Şuanki 4 3 3 barcelona sistemini biz o zaman fatih hocayla uyguluyorduk. Suat okan emre baklavasının önünde arif hagi ve hakan vardı. Serbest vuruş olunca inanın penaltıdan daha çok sevinirdik. Sokakta sabahtan akşama kadar futbol oynarken, ayağımızda top varsa dilimizde de haginin hakanın isimleri dolaşırdı. Sol ayak olduğum için ben hep hagi derdim kendime. Artık lig şampiyonluğu kesmiyordu bizi, bir juventus gs maçıydı, ercan taner golü kaçıran hakana yapma be hakan ne yaptın demesini hiç unutamam. Herkes kendi stadına cehennem der ya bizim ki öyle değildi, oraya avrupalılar ali samiyen hell dediler. Çünkü biz oraya MANUnun altın jenerasyonunu gömmüştük, biz oraya Barcayı milanı madridi kısacası tüm avrupayı gömmüştük. Sonrası ise chealseden yediğimiz 5 golün sonrasında başlayan uefa serüveni. Sonrası kupa, ne zaman izlesem gözlerim dolar tüylerim dikenlenir. Ve tarih 24 ağustos 2000 monaco finali, hakan şükür ve terim yok ama jardel ve lucescu var bu sefer. Casillasa futbolu öğreten golcü kim diye sorarsanız bu kesinlikle Jardeldir. Sonraki yılda lucescuyla avrupada fırtınalar estirmeye devam ediyorduk. Nasıl ki avrupa fatihi osmanlı çökme dönemine girdiyse bir başka avrupa fatihi galatasarayda içindeki bizans oyunlarına dayanamayıp çökme dönemine girmiştir. Evet belki bugün real madritten 5 yiyeceğiz. Çünkü los galacticosa karşı engel koyacak türki gibi güçlü oyuncularla dolu fedakar yabancılarla dolu bir galatasaray yok. Fatih Terim sabriyle enginle kazımla ne kadar ileri gidebilir bilemeyiz. Ama yapacak bir şey yok aşk bu
seviyorum işte uefa kupası olduğu için değil, cocukluğumun en masum günlerinde giydiğim sarı kırmızı forma için seviyorum. Dünyaya türkleri tekrar hatırlattığı için seviyorum.
Bir gün gsnin resmi sitesine girdim ve kuruluş tarihine baktım.
Ali Sami Yen'in müthiş cümleleri en az fatihin cümleleri kadar beynime işlemişti.
amacımız ingiliz takımları gibi toplu halde oynamak ve avrupalı takımları yenmekti.
O gün iyiki sarı kırmızıya aşık olmuşum dedim.
Çocukluğumda çok iyi top oynardım ama sürekli ev değiştirmemiz nedeniyle ve ailemin futbol düşmanlığı nedeniyle profesyonel olarak bi klupte oynayamıştım. Sonra 8. sınıfa geldiğimde toptan bana fayda gelmeyeceğini anladığım an deli gibi lgsye çalışmaya başlamıştım. Amacım GS lisesini, mektebi sultaniyi kazanmaktı. Çok yaklaşmıştım, o kadar imkansızlıklar içinde çalışmıştım ki ama yine de kazanmak istemiştim. 2 soru daha fazla çözebilseydim o liseye gidebilecektim. O da olmadı. Sonrası futboldan uzak yıllar, okuduğum lise eğitim açısından iyi olmasına rağmen sportif açıdan rezaletti. Kesinlikle top oynamak yasaktı, artık mahallede de top oynamaz olmuştum. Yaşama amaçlarımdan biri daha ölüp gitmişti. Her şeye rağmen içimdeki sarı kırmızı aşk ölmüyordu
Etiketler:
barcelona real madrid,
cimbombom,
euro,
galatasaray,
gs vs real,
re re re ra ra ra,
super cup
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)