Popüler Yayınlar

kız kulesi galata kulesi aşkı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kız kulesi galata kulesi aşkı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ağustos 2011 Pazar

kimim ben

galatakulesiyim ben
kalabalığın arasından sana bakmaya çalışıyorum
sana, kız kulesine..
boğazın inci tanesine
mavilikler arasından yeşilliklerini seçmeye çalışıyorum
öyle güzel parlıyorsun ki ne solundaki batık gemileri görüyor gözüm ne de sağındaki üsküdarı
bakamıyorum etrafa sen varken
sultanahmet ayasofya galata taksim heryer beni selamlıyor
herkes parmakla gösteriyor
ama ben de seni gözlüyorum.
artık eski ihtişamım yok belki
gökkafesin yanında ufak kalıyorum belki
ama ben değil buna göz yumanlar utansın sadece onlar değil çamlıcadaki metal direkler de utansın.
Heryerden tecavüz edilmiş boğaziçine, ne kadıköy bıraktılar ne beykoz ne beşiktaş.
Korkuyorum birgün sanada değecek elleri
ama sen korkma gece gündüz ben hep seni bekliyorum.
Hazerfen Çelebiyle sana haber yolladım..
biz neler gördük beraber..
ama daha çok şey göreceğiz.
biz ne savaşlar gördük ama hiçbir savaş 21. yuzyılın
canavarlarından daha fazla zarar vermemiştir bize.
gözleri kapalı istanbulun
bir sen varsın bizi aydınlatan
sen de söndürme fenerini
bak bir kez daha gözlerime
el ele verip gidelim kuzeye
beton binalara bakacağımıza
yeşilliğe dalalım orada..
korkma kaybetmem senin gözlerini o yeşillikte
bir gördüm o ışıltıyı
ama pir sevdim anlamsızca
oysaki
ne ben boğazı aşar sana ulaşırım
ne de yeşillikler içinde beraber kaybolabiliriz.
Herkes yerinde iyi galiba
Hayal işte
kurması bedava...
sen iste
marmara dalgalansın taşırsın seni karaköye
ya da sen iste
deprem olsun ben dalayım marmaraya
ama işte
istemezsin
niye istemezsin biliyor musun?
çünkü sende yalan dünyanın üzerine nankör insanların kurduğu bir taşsın

15 Haziran 2011 Çarşamba

galata kulesinin platonik aşkı

Sen kız kulesisin
Kimselerin ulaşamadığı ıssız adacığından
Gemilere gece parıltınla yön verirsin
Ama gündüz hiçbirine liman olmazsın
Her gelen gemi
Feneriyle göz kırpar sana
Büyüklükleriyle seni etkilemeye çalışırlar
Bense
Tepeden ters ters gemilere bakarım
Gelişlerini tedirginlikle
Gidişlerini zafer kazanmış komutan edasıyla gözlerim
Gözlerim ufka bakar, yeni yabancı gözlerim
Senin gönlün ise Eiffel’de
Ama ne Eiffel İstanbul’da
Ne pariste deniz var
Ne de sen paristesin.
Sen Eiffeli andıran camlıcadaki metal yığınları gözlersin
Bense arkandan seni gözlerim
Üsküdar vapuruyla gelen martılar kulağıma fısıldar
Seni fısıldar
Derlerki:
Bir gece söndürecek fenerini son vapurla atlayıp kaçacak sana
Gemiler yolunu kaybedecek
Üsküdar kararacak
Martılar adasız kalacak
Boğaziçi su adanın olacak
Biz ise el ele istiklali aşıp taksimin göbeğine konacağız.
Sonra herkes bizi izleyecek
Özgürlük anıtı etrafındaki raksımızı,
Gümüşsuyundan kabataşa ineceğiz
Dolmabahçe saat kulesini yanımıza alıp
Eski İstanbul’u konuşacağız
Vapura atlayıp modalardan geçip adalara varacağız.
Kimsenin olmadığı kaşık adasına sığınacağız
Sadece ikimiz
Sen ve ben
Göz göze geleceğiz
Ben gözlerine bakıp fal bakacağım
Her seferinde sevmiyor çıkacak
Ama bir daha bir daha
Sıkılmadan
Küsmeden
Darılmadan
Tekrar bakacağım
kendimi arayacağım göz bebeklerinde
bekleyeceğim o günü
o günü arafta cennete girmek için bekleyen insanlar gibi bekleyeceğim
o günü cehennemde günahlarının yanıp tükenmesini bekleyen insanlar gibi bekleyeceğim
cennet bahçelerinde aşık olmadım ki sana ben
cehennemde yanarken unutayım
peki sen yansan ben mutlu olur muyum hurilerle
Kıldan köprünün kenarında beklerim seni
Cennetin her yeri yeşil olsa ne
Senin gözlerindeki yeşillik süslemiyorsa eğer