Popüler Yayınlar

5 Mart 2013 Salı

hasretinden prangalar eskittim

Ahmet Ariften, güzel bir şiir

Seni, anlatabilmek seni.

   İyi çocuklara, kahramanlara.
   Seni anlatabilmek seni,
   Namussuza, halden bilmeze,
   Kahpe yalana.

   Ard- arda kaç zemheri,
   Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
   Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...           
   Bir ben uyumadım,
   Kaç leylim bahar,
   Hasretinden prangalar eskittim.
   Saçlarına kan gülleri takayım,
   Bir o yana 
   Bir bu yana...

   Seni bağırabilsem seni,
   Dipsiz kuyulara,
   Akan yıldıza,
   Bir kibrit çöpüne varana,
   Okyanusun en ıssız dalgasına
   Düşmüş bir kibrit çöpüne.

   Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
   Yitirmiş öpücükleri,
   Payı yok, apansız inen akşamlardan,
   Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
   Seni anlatabilsem seni...
   Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
   Üşüyorum, kapama gözlerini...

13 Ocak 2013 Pazar

bu soğuk kış vaktinde, insanın sadece yatağında yatası geliyor. Bu kışı da diğer kışlardan ayıran ske ske sabah kalkmam herhalde. Bi de pazar sabahları da kalkıyorum yelkene gitmek için. Geçen senelerdeki gibi saat 2ye 3e kadar yatmak yok. Lan o değil de bir aralar neler yazmışım bloga. Depresif durumlar işte. Demekki bütün şairler falan red edildikleri için depresyona giriyorlar sonra da o kafayla yazıyorlar. Şarkı sözü yazanlarda aynı. Kitleleri sallayan şarkı yapabilmek için herhalde cok ağır siktir yemek gerekiyor. Bu konu da tarkanın şarkılarına bakınca şebonun şarkılara bakınca ne demek istediğimi anlarsınız herhalde. Ne demiş tarkan reis, "kır zincirlerini gel aşka dönelim bu gece." İşte bazı insanları bulundukları limana bağlayan ağır zincirleri var. Buna şimdiki nesil zincir demiyor da kriter diyorlar. En çok da evlendirme programlarında görüyoruz bunları, lan oradakiler direk diyor tabi kriterlerim sunlar sunlar diye. Bi de gerçek hayatta insanların içinde olup evlendirme programlarına çıkmak zorunda kalmadıkları anlardaki kriterler var. Gidersin kıza açılmaya calışırsın ya da kız sana acılmaya calışır. Mırın kırın eder bi taraf, içinde bir sürü kriter vardır. Tabi önce karşı tarafın sevgilisi var mı yok mu, onu öğrenmeye calışırsın. Var mı yok mu nasıl emin olacaksın. Direkt sormak da var tabi. Ama konuya bodoslama girmek de kolay olmuyor. Neyse o değil de sıcak cikolata mı yudumlarken kendime o hiç de sormak istemediğim soruyu sordum. Benim neden hiç meriç, kaan yağız, kaya gibi yakın samimi arkadaşlarım yokki. Lan bi arkadaşım da arasın "kanka gel caddedeyim 3 kız var, ortam var gel takılalım" yok mına koyim. Hepsi sap, üniversitedeyken börekçinin önüne bi kaç arkadaş otururduk, sonra bi bakardık 11 kişi olmuşuz, herkes erkek napalım bari maç yapalım diyorduk amk. Aslında bu olay ilk başıma ilkokuldayken gelmişti. Baktım kızlar ip atlıyor voleybol oynuyor. Bir gece de erkek arkadaşlarımı satıp kızların yanında ip atlamaya başladım. Sonra tabi baktım erkek grubundan kopmalar yavaş yavaş başladı. Gittiğim lisede de pek güzel kızla rastlaşamadık. Zaten bir kaç tane güzel kız vardı, onları da hep üst dönem sahiplendi. Neyse zaten ben de lise de mala bağlamış şekilde ders calışırdım. Çok sevdiğim kız arkadaşımı bile öss yüzünden silmiştim kafamdan. Neyse allahtan dersane fen bilimleri merkeziydi. bi de mefe gitmiştim. Hakkaten bir izmirin bir mefin bir de fbmnin kızları meşhurdur bu ülkede. Neyse liseden abazan arkadaşlarım feme gittikleri için kız görünce duvara tırmanıyorlardı. Neyseki üniversite de 1 kaç yıllık bu adamlarla takılma hatasını yaptıktan sonra doğru yola döndüm. Bi ara baya bi arkadaşım bana kız ayarlasana diyordu. Lan ben pezevenk miyim amk neyse şimdi dışarı cıkıcam, 4 tane sap arkadaşımla batak oynıcam. Bu arada özgüven herşeydir arkadaş, allah ne kadar ne verirse versin özgüveni olmayan insan silik silik gezinir. Bunu niye diyorum az önce bi arkadaşım bi kıza acılırkenki istediği akıllardan dolayıydı.

5 Ocak 2013 Cumartesi

66 sonnet

Shakespearenin ingilizcesinden Can Yücelin kalemiyle tekrar yaratılan güzel bir şiir, paylaşmak istedim.

vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız koymak var, o koyuyor adama.

12 Aralık 2012 Çarşamba

O sensin

O sensin,
çok uzaklarda olan sensin
deniz gözlerine dalmayı özledim inan
yakınındayken sana uzak olmayı özledim
aşk yelleri estiren sarı saçlarını özledim

istanbulu beraber paylaşmayı özledim
izmiri kıskanmayı özledim
gözlerindeki kimsenin görmediği boşluğa bakmayı özledim
menfaatsiz sevmeyi özledim seni
o sensin
adı rüyalarımda saklı
o sensin
aşk deyince aklıma gelen

şairler yok mu
en güzel şehirleri aşık oldukları kadının gözlerinde anlatan
divaneler yok mu
bir tek göz yaşı damlası için dağları delen
gamsızlar yok mu
ne yaparsan yap aynı

ah o yastığa sarılıp uyuyan ellerim
sensiz olan istanbula bakan gözlerim
ancak fotoğraflardaki gülüşlerini gözlerim
dudaklarındaki tebessümü özlerim
adının geçmediği yerdeki sözlerim
anlamsız...
soğuk ellerini ısıtamayan nefesim
bam telimi sızlatıyor
sensiz...

20 Kasım 2012 Salı

ayna

İlk defaydı bir şarkıcı ölüyor ve ben üzülüyorum. Pardon pardon şarkıcı derken ona en büyük haksızlığı ederdim herhalde. Kendisi sokaklarda en az ben kadar rahat gezebilmek için kara gözlüklerini hiç çıkarmamış gerçek bir sanatçıydı. Cemil Özeren, ne yalan söyliyim ben hep onları Ayna olarak kabul etmiştim, asla isimlerini ezberlemedim. Ayna dağıldı sonra ayna tekrar birleşti. Ama hiçbir zaman Erhan Güleryüzü Cemil Özerenden ayırmadım. Öldüğü gün öğrendim adını. 90larda kiziroğlu mustafa beyle tanıdım onları, sene 2012 hala benim için ayna onlar. Hayata birer ayna. Onlara bakarak insanlar içindeki samimiyeti sevgiyi görebilirler. Sarkıların arasında sakladıkları o şiirler yok mu aşkı en güzel tarif eden. Hiçbir zaman bir sandalda kendi kendime anlatmalıymışım meğer dememek içindi dünyanın en güzel kızına da aşık olsam ona bir şekilde kendimi açmam. Akdenizi aynayla sevmiştim, bir çok şeyi onlarla sevmiştim. Nefret ettiğim de bir şeyden birinden, yeniden de sevebilirizi öğrenmiştim aynadan, şimdi ise milyonların omuzlarında yükseliyor ruhu göğe. Güzel insan Cemil Özeren Allah rahmet etsin sana. Bu dünyaya aşkı bulmaya geldik ve gidiyoruz peyderpey.

6 Ekim 2012 Cumartesi

bazen


Bazen insanın dili tutulur konuşamaz,
bazen göz göze gelirsin ama bakamazsın. 
Bazen seversin ama söyleyemezsin. 
Bazen söylersin ama sevemezsin. 
Bazen aşık olursun ama sevemezsin. 
Bazen uzaktan seversin. 
Bazen en yakınından seversin ama kimse bilmez. 
Bazen herkes bilir bir tek o bilmez.
Bazen onun için kitap yazarsın yine de kendini anlatamazsın. 
Bazen seni anlatmak için bir cümle yeter. 
Bazen denizleri ortadan ikiye ayırırsın yine de yetmez. 
Bazen doğuştan şanslısındır köpek gibi davransan da farketmez gitmez yanından. 
Bazen onun için ölürsün; kim vurduya gitmekten farkın olmaz 
Bazen ise yaşama sevincinin tek kaynağıdır o. 
Bazen o dünyanın en çirkinidir ama yine de çöllerde yüzersin çünkü o senin tek leylandır. 
Bazen o rahat uyusun diye geceyi beklersin, 
bazen de uyansın diye güneşi getirirsin gökyüzüne. 
Bazen ne yaparsan yap olmaz. 
Ama yine de yeni bir şey yapmaktan vazgeçmezsin.
 Bazen hiçbir şey yapmazsın ama yine de içini kurtlar yer onsuz olmaktan. 
Ama yine de onsuz olmaz. 
Belki onla da olmaz. 
Ama denemek keşkeleri öldürür, 
keşkeler seni öldürmeden

3 Ekim 2012 Çarşamba

Hani böyle en sevdiğiniz yemekleri yapmıştır anneniz ama her seferinde ya tok gelirsiniz eve ya da iştahınızı sikko bir durum kapatmıştır. Çocukken en çok özendiğim şeylerden biri tırcılardı. Bizim eve çok yakın bir gümrük olduğu için çok fazla tır görüyordum. Tır şöförleri acıkınca kasanın sol tarafında kendilerine bir sofra kurarlardı. Sırf o sofra için yeminle kaç kez tır şöförü olmayı düşünmedim değil. Neyse bu arada dün 22 yıllık yaşantımın ilk şampiyonlar ligi macına çıkmıştım. Tribünler müthişti ben de 3 boyutlu kareografinn karşı tribününde yani güney tribünde yapılan kareografinn en üstünde yıldızı tutanlardan biriydim. O 21.45teki şampiyonlar ligi müziği yeminle tüylerimi yerinden oynattı. Neyse daldan dala atlamışken, bir zamanlar gece uyuyamayıp sabah kalkamayan ben normal sen ben gibi bir insan oldum. Sabah 6.30da saat çalmadan kalkan biriyim. Almanyaya gittiğimde; bu ne sikko hayat lan herkes 6da ayakta aksam 8 diyince yatıyor. Derken kendimi şuan o noktada buluyorum. Yazık ki öyle, özlicem seni gece yatmayan sabah kalkmayan mustafa.