Popüler Yayınlar

14 Ekim 2013 Pazartesi

Yine sensiz bir güne uyanıyorum
yine sesini duymadan dolanıyorum sokaklarda
yine gözlerine bakmadan geceyi getiriyorum gök yüzüne
yeniden doğuyorum güne sensiz
denizler sensiz mavi değil
güneş parlatmıyor gök yüzünü sensiz
ay sen yoksan dolunay olmaz
şiirlerim sensiz kimsesiz yarım...

bir başka bahar

Bir bahar da geldi gözlerine,
artık deniz bir başka mavi,
gök yüzü saatlerce mas mavi,
boğaziçi güneşin parıltısıyla ışıl ışıl.
Martılar eşlik ediyor bahara vapurların arkasından.
Kız kulesinden galataya seslenen aşık kuşlar,
yunuslar boğaza avlanmaya geliyor.
Yelkenler bir o tarafa bir bu tarafa kavanca atıyor.
Herkes baharı selamlıyor.
Herkes baharını bekliyor.
Kimilerine geliyor bahar, kimilerine de kış güneşi vuruyor buz gibi...
Donuyor o güzelim çiçekler karanlıkta.
Bir de her güne çiçek açma umuduyla doğan yeşillikler var,
yazın gelmesiyle sararacak, meyveleri dalında kuruyacak.
Ahh bir de her daim yeşil olanlar var
mavi denizleri kıskandıran tek güzellik.

Dün akşam bu saatlerde
eski dostlarla boğaziçindeydim.
Her bir dost boğazın en güzel köşesinde
Kuleli,
eski köprü, yeni köprü,
karşıda adını bilmediğim taş yalı,
biraz üzerinde adile sultan
yanımda her daim uzaktan izlediğim ihtiyar hisar,
dertleşiyorduk hep beraber,
uzaktaki kız kulesini izlerken.
Hepsi seni soruyor,
nerede diyorlar?
Kim bilir diyorum onlara.
Kimse bilmez seni,
İnan!
gözlerim hep seni aradı arkadan gördüğüm sarı saçlarda.
Gerçi görsem ne fark eder ki.
Bakar mısın bana fotoğraflarda olduğu gibi?
güler mi gözlerin?
bakışların
ah o bakışların...
bir baksa gözlerime
ışıklar saçan yıldızları dizer geceme
...

deniz gözlerindeki dalgalarda yoruldum
mavilerde boğuldum sahile vurdum tek başıma
karanlık perdeler indirmişsin deniz gözlerine,
yelkenim bulamıyor kız kulesini,
artık rüzgarlar nereye yelkenim oraya
#birineguvenmek
bazen yıkılmaz denen taşlara,
bazen gözle görünemeyen varlığa,
bazen ulaşamadığın yıldızlara,
bazen 1 çift yeşil göze...

30 Eylül 2013 Pazartesi

Hollanda

Hollandannın Lahey kentinden selamlar,

arka planda çalan şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=B3cQQNEFjDk

en sevdiğim 2 bülent ortaçgil şarkısından biri öteki tabiki eylül akşamı.

Her neyse, yıllar sonra da okumaktan tekrar keyif alacağım, hollanda günlüğüme başlamak istiyorum.

Sabihadan 12 gibi uçağa bindikten 3 saat sonra kendimi amsterdamda buldum. Şehre hiç uğramadan the hague denen bölgeye geçtim. Ulan amsterdama gidiyorum diyince, insanların suratında piç bir sırıtış beliriyor. Eğitime geldik lan, batının ilmini alıp siktirip gideceğim. Amsterdamı cam kenarından uçaktan izledim. Havadan müthiş bir düzen hakim olduğu çok belli. Bir de her yer su birikintisi, adamların boy ortalaması zaten çok yüksek, bu sulak yerde yetişme değimi kesinlikle bu milletten geliyor. Her yer yeşillik, tıpkı almanya gibi, aynı zamanda da düm düz, burada da dağ yok. Sivri uçlu binalar falan var.  Sabahın 8inde bi otobüs şöförü gördüm. Sap sarı saçları, mas mavi gözleri vardı, öyle orta yaşlarda hanımefendi. Bizde bir İETT şöförü düşünemiyorum bu şekilde. Sinirlennce yanndaki araca camı aç işareti yapıp saydırmalar falan... Neyse bi de burada insanlar hıhggghlayarak konuşuyor. O on numara güzellik birden sıfıra düşüyor.  Erkekleri de yakısıklı tabi. Allahtan eğitim aldığım yerdeki diğer öğrencilerin cogu asyadan gelme. Onlara bakınca aslında o kadar da tipsiz değilim lan diyorum kendime :D  neyse devamı gelecek şimdi şehri keşfetme zamanı malum dün yolculuktan sabahta derslerden gezemedik..

23 Eylül 2013 Pazartesi

duymamış

Evet arkadaşlar,

taaa 2010dan beri canım her sıkıldığında, bloguma geldim bişeyler yazdım. Niye yazdım neden yazdım niçin yazdım? yazdım da yazmadım mı dedim. Her neyse hepsi ama hepsi ya da pardon %90lık kısmı blogumun tamamen bir kişiye hitaben yazıldı. Emma velakin o kişi hiç ama hiç okumamış, vay arkadaş ya, dünyanın her yerinden okunmasına rağmen asıl okuması gereken kişi okumamış. :/  canı sağolsun belki bir gün anlar gerçekten ama gerçekten benim için çok değerli olduğunu

25 Ağustos 2013 Pazar

bodrum'013

öncellikle selam

ilk yıllık izinimi tamamlayıp işe geri dönüyorum. Dönmeden önceki son pazarımda da öyle dinlenirken bloga bir şeyler karalamak istedim. Öncelikle marmarise gitmeyin, kötü cok kötü bi yer tatil bölgesi değil de sanki caddebostan sahilindesiniz. Neyse bir günlük yanlış tercih sonrası bodrum gümbete gittik. Bildiğimiz yer olduğu için rahat ettik. her gün başka bir hikaye ^^ değişik değişik insanlarla tanıştık, arkadaş kimseye anlatma dediği için ne yazıkki buraya yazamıyorum ama her biri, birbirinden daha ilginç hikayeler ^^),

neyse artık başka bir tatil'de tekrar görüşmek üzere,

bu arada ben hala o kızı unutamadım amk  :((((((((((((((((