deniz gözlerindeki dalgalarda yoruldum
mavilerde boğuldum sahile vurdum tek başıma
karanlık perdeler indirmişsin deniz gözlerine,
yelkenim bulamıyor kız kulesini,
artık rüzgarlar nereye yelkenim oraya
#birineguvenmek
bazen yıkılmaz denen taşlara,
bazen gözle görünemeyen varlığa,
bazen ulaşamadığın yıldızlara,
bazen 1 çift yeşil göze...
Popüler Yayınlar
-
Bu deyimi çok severim, genelde insanlar bunu atasözü sansa da deyimdir bu. Neden deyimdir? Çünkü herhangi bir deyimin görevini yapıyor. Tabi...
-
Evet gençler, yanlış duymadınız benjamin. Ünlü japon futbolcu benjamin. Liseliler sittin sene hatırlamaz zaten yaşıtlarım da hatırlamıyor. B...
-
Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen burayı tıklayın.
-
galatakulesiyim ben kalabalığın arasından sana bakmaya çalışıyorum sana, kız kulesine.. boğazın inci tanesine mavilikler arasından yeşil...
-
bırakalım dünyayı gözlerimiz gülsün dudaklarımız dudaklarımız konuşmasın dudaklarımız açılmasın yıldızlara bakalım gözlerimiz gülsün, ...
-
Evet lise birinci sınıfta tanıştığım oyunun adıdır kendisi. Çok vaktimi çaldı benden, hatta hayatımın kırılma anlarından biridir bu oyun. Bu...
-
saat 3.30a geldi ben rapor yazacam diye hayal ederken 3 manuf raporu ve diğer dersler beklesin umut sarıkayanın yazısını okuyorum. Sizinle d...
-
Ben bu insanları hiç anlamıyorum. Dışarıda kimseyi rahatsız etmeden çiseleyen yağmuru gören herkes şemsiyesini çekmiş; şemsiyesi olmayan da...
-
evet şu cümleyi kullanamamak 3 yıldır okuduğum mühendislik bölümünde bana en çok koyan şeylerden biri :P mesela bir yaralı var oradan hemen ...
14 Ekim 2013 Pazartesi
30 Eylül 2013 Pazartesi
Hollanda
Hollandannın Lahey kentinden selamlar,
arka planda çalan şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=B3cQQNEFjDk
en sevdiğim 2 bülent ortaçgil şarkısından biri öteki tabiki eylül akşamı.
Her neyse, yıllar sonra da okumaktan tekrar keyif alacağım, hollanda günlüğüme başlamak istiyorum.
Sabihadan 12 gibi uçağa bindikten 3 saat sonra kendimi amsterdamda buldum. Şehre hiç uğramadan the hague denen bölgeye geçtim. Ulan amsterdama gidiyorum diyince, insanların suratında piç bir sırıtış beliriyor. Eğitime geldik lan, batının ilmini alıp siktirip gideceğim. Amsterdamı cam kenarından uçaktan izledim. Havadan müthiş bir düzen hakim olduğu çok belli. Bir de her yer su birikintisi, adamların boy ortalaması zaten çok yüksek, bu sulak yerde yetişme değimi kesinlikle bu milletten geliyor. Her yer yeşillik, tıpkı almanya gibi, aynı zamanda da düm düz, burada da dağ yok. Sivri uçlu binalar falan var. Sabahın 8inde bi otobüs şöförü gördüm. Sap sarı saçları, mas mavi gözleri vardı, öyle orta yaşlarda hanımefendi. Bizde bir İETT şöförü düşünemiyorum bu şekilde. Sinirlennce yanndaki araca camı aç işareti yapıp saydırmalar falan... Neyse bi de burada insanlar hıhggghlayarak konuşuyor. O on numara güzellik birden sıfıra düşüyor. Erkekleri de yakısıklı tabi. Allahtan eğitim aldığım yerdeki diğer öğrencilerin cogu asyadan gelme. Onlara bakınca aslında o kadar da tipsiz değilim lan diyorum kendime :D neyse devamı gelecek şimdi şehri keşfetme zamanı malum dün yolculuktan sabahta derslerden gezemedik..
arka planda çalan şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=B3cQQNEFjDk
en sevdiğim 2 bülent ortaçgil şarkısından biri öteki tabiki eylül akşamı.
Her neyse, yıllar sonra da okumaktan tekrar keyif alacağım, hollanda günlüğüme başlamak istiyorum.
Sabihadan 12 gibi uçağa bindikten 3 saat sonra kendimi amsterdamda buldum. Şehre hiç uğramadan the hague denen bölgeye geçtim. Ulan amsterdama gidiyorum diyince, insanların suratında piç bir sırıtış beliriyor. Eğitime geldik lan, batının ilmini alıp siktirip gideceğim. Amsterdamı cam kenarından uçaktan izledim. Havadan müthiş bir düzen hakim olduğu çok belli. Bir de her yer su birikintisi, adamların boy ortalaması zaten çok yüksek, bu sulak yerde yetişme değimi kesinlikle bu milletten geliyor. Her yer yeşillik, tıpkı almanya gibi, aynı zamanda da düm düz, burada da dağ yok. Sivri uçlu binalar falan var. Sabahın 8inde bi otobüs şöförü gördüm. Sap sarı saçları, mas mavi gözleri vardı, öyle orta yaşlarda hanımefendi. Bizde bir İETT şöförü düşünemiyorum bu şekilde. Sinirlennce yanndaki araca camı aç işareti yapıp saydırmalar falan... Neyse bi de burada insanlar hıhggghlayarak konuşuyor. O on numara güzellik birden sıfıra düşüyor. Erkekleri de yakısıklı tabi. Allahtan eğitim aldığım yerdeki diğer öğrencilerin cogu asyadan gelme. Onlara bakınca aslında o kadar da tipsiz değilim lan diyorum kendime :D neyse devamı gelecek şimdi şehri keşfetme zamanı malum dün yolculuktan sabahta derslerden gezemedik..
23 Eylül 2013 Pazartesi
duymamış
Evet arkadaşlar,
taaa 2010dan beri canım her sıkıldığında, bloguma geldim bişeyler yazdım. Niye yazdım neden yazdım niçin yazdım? yazdım da yazmadım mı dedim. Her neyse hepsi ama hepsi ya da pardon %90lık kısmı blogumun tamamen bir kişiye hitaben yazıldı. Emma velakin o kişi hiç ama hiç okumamış, vay arkadaş ya, dünyanın her yerinden okunmasına rağmen asıl okuması gereken kişi okumamış. :/ canı sağolsun belki bir gün anlar gerçekten ama gerçekten benim için çok değerli olduğunu
taaa 2010dan beri canım her sıkıldığında, bloguma geldim bişeyler yazdım. Niye yazdım neden yazdım niçin yazdım? yazdım da yazmadım mı dedim. Her neyse hepsi ama hepsi ya da pardon %90lık kısmı blogumun tamamen bir kişiye hitaben yazıldı. Emma velakin o kişi hiç ama hiç okumamış, vay arkadaş ya, dünyanın her yerinden okunmasına rağmen asıl okuması gereken kişi okumamış. :/ canı sağolsun belki bir gün anlar gerçekten ama gerçekten benim için çok değerli olduğunu
25 Ağustos 2013 Pazar
bodrum'013
öncellikle selam
ilk yıllık izinimi tamamlayıp işe geri dönüyorum. Dönmeden önceki son pazarımda da öyle dinlenirken bloga bir şeyler karalamak istedim. Öncelikle marmarise gitmeyin, kötü cok kötü bi yer tatil bölgesi değil de sanki caddebostan sahilindesiniz. Neyse bir günlük yanlış tercih sonrası bodrum gümbete gittik. Bildiğimiz yer olduğu için rahat ettik. her gün başka bir hikaye ^^ değişik değişik insanlarla tanıştık, arkadaş kimseye anlatma dediği için ne yazıkki buraya yazamıyorum ama her biri, birbirinden daha ilginç hikayeler ^^),
neyse artık başka bir tatil'de tekrar görüşmek üzere,
bu arada ben hala o kızı unutamadım amk :((((((((((((((((
ilk yıllık izinimi tamamlayıp işe geri dönüyorum. Dönmeden önceki son pazarımda da öyle dinlenirken bloga bir şeyler karalamak istedim. Öncelikle marmarise gitmeyin, kötü cok kötü bi yer tatil bölgesi değil de sanki caddebostan sahilindesiniz. Neyse bir günlük yanlış tercih sonrası bodrum gümbete gittik. Bildiğimiz yer olduğu için rahat ettik. her gün başka bir hikaye ^^ değişik değişik insanlarla tanıştık, arkadaş kimseye anlatma dediği için ne yazıkki buraya yazamıyorum ama her biri, birbirinden daha ilginç hikayeler ^^),
neyse artık başka bir tatil'de tekrar görüşmek üzere,
bu arada ben hala o kızı unutamadım amk :((((((((((((((((
13 Ağustos 2013 Salı
zaman,
kum saatinden tek tek akıyor
her birimizde bir kum tanesi
bekliyoruz aşağı inmeyi
bile bile...
soruyorum sana
gözlerimde bıraktığın hüznü
bedelini hangi banka ödeyecek?
sordum bir kere
parmaklarımdaki mürekkebi kurutan
cümlelerimi öldüren
kalbime mühür vuran
o sendeki bilinmeyen
nedir bana her fırsatta seni fısıldayan?
kum saatinden tek tek akıyor
her birimizde bir kum tanesi
bekliyoruz aşağı inmeyi
bile bile...
soruyorum sana
gözlerimde bıraktığın hüznü
bedelini hangi banka ödeyecek?
sordum bir kere
parmaklarımdaki mürekkebi kurutan
cümlelerimi öldüren
kalbime mühür vuran
o sendeki bilinmeyen
nedir bana her fırsatta seni fısıldayan?
30 Haziran 2013 Pazar
yağmurlu bir gece
Yağmurlu bir yaz gecesinden yazıyorum, fena şimşek çarpıyor. Biraz daha böyle yağarsa sel olabilir. Her neyse dostlar, beni dinlemek yazdıklarımı okumak için bloguma tıklayan sevgili tanımadığım insanlar, çok şey yazmak istiyorum, içimdekileri anlatmak istiyorum. Ama siktiğiminin türkçesi yetmiyor galiba derdimi anlatmaya. Olmayınca olmuyor demekki zorlamamak lazımmış. Havadan sudan, sikimsonik yarakkürek şeylerden bahsedeyim bari, derken en iyisi yatmak galiba.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)