Popüler Yayınlar

15 Haziran 2011 Çarşamba

galata kulesinin platonik aşkı

Sen kız kulesisin
Kimselerin ulaşamadığı ıssız adacığından
Gemilere gece parıltınla yön verirsin
Ama gündüz hiçbirine liman olmazsın
Her gelen gemi
Feneriyle göz kırpar sana
Büyüklükleriyle seni etkilemeye çalışırlar
Bense
Tepeden ters ters gemilere bakarım
Gelişlerini tedirginlikle
Gidişlerini zafer kazanmış komutan edasıyla gözlerim
Gözlerim ufka bakar, yeni yabancı gözlerim
Senin gönlün ise Eiffel’de
Ama ne Eiffel İstanbul’da
Ne pariste deniz var
Ne de sen paristesin.
Sen Eiffeli andıran camlıcadaki metal yığınları gözlersin
Bense arkandan seni gözlerim
Üsküdar vapuruyla gelen martılar kulağıma fısıldar
Seni fısıldar
Derlerki:
Bir gece söndürecek fenerini son vapurla atlayıp kaçacak sana
Gemiler yolunu kaybedecek
Üsküdar kararacak
Martılar adasız kalacak
Boğaziçi su adanın olacak
Biz ise el ele istiklali aşıp taksimin göbeğine konacağız.
Sonra herkes bizi izleyecek
Özgürlük anıtı etrafındaki raksımızı,
Gümüşsuyundan kabataşa ineceğiz
Dolmabahçe saat kulesini yanımıza alıp
Eski İstanbul’u konuşacağız
Vapura atlayıp modalardan geçip adalara varacağız.
Kimsenin olmadığı kaşık adasına sığınacağız
Sadece ikimiz
Sen ve ben
Göz göze geleceğiz
Ben gözlerine bakıp fal bakacağım
Her seferinde sevmiyor çıkacak
Ama bir daha bir daha
Sıkılmadan
Küsmeden
Darılmadan
Tekrar bakacağım
kendimi arayacağım göz bebeklerinde
bekleyeceğim o günü
o günü arafta cennete girmek için bekleyen insanlar gibi bekleyeceğim
o günü cehennemde günahlarının yanıp tükenmesini bekleyen insanlar gibi bekleyeceğim
cennet bahçelerinde aşık olmadım ki sana ben
cehennemde yanarken unutayım
peki sen yansan ben mutlu olur muyum hurilerle
Kıldan köprünün kenarında beklerim seni
Cennetin her yeri yeşil olsa ne
Senin gözlerindeki yeşillik süslemiyorsa eğer

14 Haziran 2011 Salı

ezel

ezel
olmadı yine mutlu sonla bitmedi dizi,
geldi bir yılan ama hep aynı yılan sürekli diziyi zehirledi. O iki aşık birbirine kavuşamadı. Aşk üçgeni varsa sonu hep mutsuzlukmuş bunu anladım. Merhamet etmemek gerektiğin öğrendim. Size ihanet edenleri ya sileceksin ya da yaptıklarını sineye çekeceksin intikam almak sadece intikam kanlarıyla sulanmıyormuş, aslında daha çok masum kanlarıyla sulanıyormuş. Dizideki tüm masum karakterler hepsi öldü, sonra öldürenler öldü ve en son dizinin başlangıç sebebi kanka cengizin satışı dizinin sonunda da kendisini gösterdi.
Ve anladım ki
öldüremediğimiz şeyler ecelimiz olurmuş
evvelde bıraktıklarımız ezelde de bizimleymiş.
merhamet ettiklerimiz en büyük düşmanımızmış.
silemediğimiz aşklarımız kavuşsak da kavuşmasak da bizi harap edermiş,
başlamadan bitirdiklerimiz, başlamadıkları için bitmiyormuş.

off be nasıl bir dizidir bu ya, aşk-ı memnu gibi bitiriyorlar. Demekki gerçek hayatta ezel olmak zorunda kalırsak önce ölmeyen ömeri kendi kendimize öldürmemiz gerekiyormuş, ondan sonra intikam almak gerekiyormuş.

13 Haziran 2011 Pazartesi

yazdığım satırlar

söylediğim sözler uçar
yazdığım satırlar silinir olmuş
ben ise inanmıyorum kendime
yazdığım satırlar söylediğim sözlere inanmıyor
yüreğimin sesi bambaşka
aklım bir tek beni düşünse de
onu da engelliyorlar
seviyorum diye haykırmaya çalışırken
sesimi kısıyorlar
gemilere binip kaçmak istiyorum
rüzgarlar izin vermiyor
boğaz gözlerime bakıp değmez diyor
galata kulesi bak ben yüzyıllardır bekliyorum sende bekle diyor,
kız kulesi ise ışığını yoluma tutup git diyor
engin denizler beni bekler
ya yutar
ya da yeni dünyalara atar
ama istanbul gibi ızdırap çektirmez

11 Haziran 2011 Cumartesi

çiseleyen yağmur

Ben bu insanları hiç anlamıyorum. Dışarıda kimseyi rahatsız etmeden çiseleyen yağmuru gören herkes şemsiyesini çekmiş; şemsiyesi olmayan da kafasına bir şeyler örtmüş. Her bir meleğin bir damlacık taşıdığı bu bereket akıntısından neden mahrum kalmak ister bu insanlar anlamam. Sınavım olmasa sabaha kadar o yağmurun altında boğaz manzarasını izlerdim.
Yaz yağmuru, kış güneşi
ikisi de tadında bırakır kaçar.
Ama güneş olmasa da boğaziçi çok güzel.
Bir şeyler eksik biliyorum
zaten boğaza her bakışımda o eksikliği hiçbir zaman ısınmayan ellerimde hissediyorum. Her gün tane tane dökülen saçlarım eksikliğin dönüşeceği şeyin habercisi,
ama bazen beklemek yapılacak tek şey galiba
ama kimi beklemek?
kimseyi galiba
ruhumu bekliyorum galiba
bedenimden çok ruhum arıyor eşini galiba
bedenim toprak olacak
ama ruhum ebedi
en temizini arıyor
o ararken
bedenime her gece zehir,
bedenime her gece soğuk,

10 Haziran 2011 Cuma

3in2si

3in2sini bitirmeme çook az kaldı. Bir heat transfer kaldı onu da geçersem yaza manuf kalıyor inşallah. Neyse piskolojik bunalımlarla başlayan 2011 yılı inşallah böyle devam etmez. Bu arada dün bi arkadaşm profa girenlere başarılar dilemiş. Aklıma eski bir arkadaşım geldi. Merak ettim, acaba bu kız geçebilir mi haziranda profa. Bir listeye bakayım dedim. Ve gördüm ki daha sınava bile giremiyor. Yazık, üzüldüm ama acımıyorum çünkü ben de hep yaz okuluna kaldım =) Ama ne yazıkki o ağustosta da geçemez, eylülde belki bir sınavı verir. En iyi ihtimalle kışın geçer. Artık yapacak bir şey yok. Akıllanır da çalışır inşallah. O kadar anlattım böyle olacağını ama sözümüzün kıymeti olmadığı için boşa anlatmışız. Tıpkı yine bir eski arkadaşıma öss için çok çırpınmıştım ama o da anlamamıştı. Sonuçta ben haklı çıktım 2 sene sonra anadolunun ucra bir yerinde 2. öğretime girdi ki zaten oralara herkes giriyor. Neyse keşke bir 15 gün daha sabretseydim ve görseydim seni yeni sevgilinle ve görseydimde anlasaydım sen de o benim farklı dediğim kız olmadığını. Benim farklı dediğim kız sevgilisiyle 1 hafta takılıp 2. hafta el ele kol kola gezmezdi. İnternet ortamına sarmaş dolaş resimlerini koymazdı. Bunları keşke sana duygularımı anlatmadan önce görebilseydim. O zaman inan o yazdıklarımın hiçbiri nefesimden söz olmazdı. Ve sende diğer normal kız arkadaşlarım gibi olurdun. O zaman sana yardım edebilirdim, yol gösterebilirdim. Yanlış yolda olduğunu anlatabilirdim. Ama bunları sana anlatırken sana karşı hiçbir şey hissetmeden anlatırdım. Keşke sen her zamanki gibi az çalışıp da iyi birşeyler yaptığın gibi profta da yapsaydın ama olmadı işte üzgünüm...

8 Haziran 2011 Çarşamba

ezel

ezel,
ömerle eyşanın aşkı; ali cengiz serdar oyunu, dayının hasmı kenan, intikam, intikamdan önce aldatma, aşkın ızdırabı, en yakın arkadaşın satışı, abi diye dayandığın duvarın, mayasının deniz kumundan yapılmış olması. Bir çok şey daha sayabilirim aslında iki senedir izlediğim bu muhteşem dizi için. Ve sonuna geldik, ve en son bölümünde ömerle eyşanın kavuşması. Eğer herkes ölüp bitseydi çok üzülürdüm. Mutlu sonu bir dizinin sonunda görmek bile insanı umutlandırıyor. Belki öyle bir aşk yok, ya da bana yok belki de var. Allah bilir. Ama dizi de imkansız aşkı o kadar güzel işlediler ki, ömerle eyşanın her göz göze gelişinde kendimi öyle yerlerde, kendi cocukluğumda buldum hep duygulandım. Her şeye rağmen tekrar kavuşmaları, kavuşurken ki bakışları on numaraydı. Bugünlerde bir kızla göz göze gelince içim cız ediyor. Böyle sanki ona karşı suçluymuşum gibi, bir de nedense görüyorum sağda solda sürekli. Hayırlısı diyelim

7 Haziran 2011 Salı


Dün gece controle çalışırken can sıkıntısından çizdiğim bir şey. Ah be bir burs neyim bir şey cıksa da ingiltere de bi sanat okuluna gitsem.