Popüler Yayınlar

16 Eylül 2014 Salı

aşık olmadan sevgi beklemek
ne farkeder
acımadan merhamet istemekten
ihanet ederken sadakat beklemek
bencillikte bir şaheser
göz yaşı dökmeden
acı çekmeden
olur mu öyle bedavadan
karpuzu kesmeden içini görmek
eski zamanlarda kaldı öyle adamlar
şimdi hayat hep kesmece
yine zar attılar hayatıma
ilk ihanetten sonraki arkadaşlıklar
ne kadar samimi
ne kadar içten
ne kadar sıcak
insanı öldüren ne bir bıçak ya da ecel
duygularını elinden alan
bir söz ya da bir çift göz ihanet kokan..

10 Eylül 2014 Çarşamba

dünyayı dolaşmak

Evet arkadaşlar,

dünyayı dolaşma turlarım devam ediyor. Ancak bir türlü kapıdan içeri giremiyorum. Geçen gün polonya rusya hollanda semalarında gezdim. Hep vize istedi binler, arkadaş alın işte ne var yani diyorsun. Yooooook, türksen giremessin diyorlar. Giremessin abi, damsız alamayız kusura bakma diyorlar. Rusya sınır kapısına geldiğimde abi içerde arkadaşlar var 2 takılcaz sonra geri çıkıcaz bak 2 dakka sonra gelmezsem, gel benim ağzımı burnumu kır dedim. Pampa kusura bakma seni içeri alırsam işimden olurum dedi. Tamam karşim napalım sen işinden olma ben başka bi yolunu bulurum dedim. Zaten rusçada bilmiyorum sikerler rusyayı diyip, polonya taraflarına bakınayım dedim. Tam vize alıcam, hopbala, tek tek girişler kapatılmış amk neymiş grup vizesi almam lazımmış, işin kötüsü sadece 2 arkadaş çıkmıştık yola. Aslında daha fazlayız, milyonlarız ama işte herkes farklı taraflara dağıldı. Bunu öğrenen çakal ülkeler grupsal vizeler dışında tek tek girişe izin vermeme kararı almışlar. Yüzyıldır tek tek ülkelerine alan bu devletlere kim akıl verdi ben de anlamadım. Kapıkuleden çıkış yapıp kimsenin ülkesine basmadan şuursuzca çok ilerlere gitmişiz geri de dönmek zor. Yürümekten yorulmuştuk, arkadaş bişeylere binelim dedi. Belki daha hızlı hareket ederiz dedi. Gemi uçak yelken paraşüt her şeyi denedik. Yok arkadaş hudutun bi adım ötesine geçemedik. Arkadaş ateş etmeye devam ediyordu ben ise kenara geçtim hasta taklidi yapmaya başladım belki bi ülke alır da tedavi eder diye yok olmuyor işlemiyor, hiç işlemiyor sıktığım kurşunlar

22 Temmuz 2014 Salı

baharı ararken ikimiz,
ben sonbahar
sen ilkbahar
girdik farklı yollaran yine
senin sonun yaz
benimki kış
benim gözlerim ıslak ıslak
seninkiler parlak parlak
korkma!
sel olup akmayacağım hayatına
engeller koyma boşuna
set çekme
kaçma
en fazla gökkuşağı olurum uzaktan uzaktan....
dün sevmeyen bugün sevmeyen
yarın sever mi sen söyle?
kışımı yaz yazımı kış ediyorsun
buz gibi eriyorum
kum gibi eziliyorum
...

1 Haziran 2014 Pazar

para para para

Evet sessiz dinleyiciler, bir yeni yazımla karşınızdayım. Yazmak istediğim konuya gelmeden önce bir kaç şey söylemek istiyorum. Şimdi soracaksınız nerdesin kaç aydır diye, siz içinizden sormadan ben cevap vereyim. İşimdeyim gücümdeyim, tam 5 ay hapishanede durur gibi çalıştım hatta hoşuma giden bi kız vardı onun bile varlığını işten güçten unutmuşum, işlerin yoğunluğu azalınca çok saçma bi yerde saçma bi şekilde tekrar karşıma çıkmasıyla hatırladım. Ancak bir sıkıntı vardı ismini unutmuşum ^^ ismiyle aynı harf sayısına sahip başka bir isimle seslenmiştim. Eskiden bir başkasının ismini yanlış söylemeyi hiç sikime takmazdım ancak patronumun ismimi yanlış telafüz etmesinden beri daha dikkatliyim ancak yine de unutabiliyoruz. Neyse bu da böyle bir anımdır. Asıl konuya gelecek olursak, money money money....

Ah arkadaşlar bir söz vardır hani, bi insan 18inde komunist değilse yüreği yoktur 38inde komunistse aklı yoktur diye. işte her şey bunun üzerine kurulu. Zengin cocugu oyuncağını fakir arkadaşıyla paylaşır ya hani, o masumluk bir bir gidiyor ve birgün büyüyen zengin çocugu daha da fazla alıyor fakirin elindekini, kimileri köle oluyor, kimileri de modern köle. Hepimizin amacı bir aileyi, tek bir aileyi daha daha daha fazla zengin etmek. Ah bir görseydim keşke bunları 12 yaşında pazarda çalışırken.

Oysa benim hiç paraya ihtiyacım olmamıştı, lisede en büyük giderim mavi karttı. Öyle tüketim toplumun esiri olmamıştım. Ama çevre öyle mi herkes biraz daha tüketiyordu ve soruyorlardı sen neden tüketmiyorsun?
Kantinde haftada bir bozdurduğum 5 YTL en büyük taşşak konusuydu. Ne güzeldi o günler ya, paran yok. Şimdi kapitalizmin 1 ay çalışmayla eline tuttuşturduğu parayı yine aynı kapitalism cebinden almaya çalışıyor.

Bir de 3 kuruş kazanmak yerine 5 kuruş kazanmak için ruhunu satanlar yok mu arkadaş her yerdeler ya. Bugün yarın hergün bir yerden karşına çıkıp samimiyetsiz kancalarını tuzaklarını her yere bırakıyorlar. Birine takılmasan ötekine takılıyorsun. Sen de tuzak yapmayı öğreniyorsun. Hepsi neden? bunca plan bunca tuzak neden? Hepsi ama hepsi bir kaç aileye daha iyi modern köle olabilmek için. Prim alabilmek için kar payı alabilmek için.


O ailenin cocugu 20 yaşında sen 50 yaşındasın, farketmez yaşın bir kıymeti yok. Helikopterin kapısında hazır ve nazır olacaksın. Orta okul günlerim aklıma geldi, iyi bir lise kazanabilmek için otobüste test çözdüğüm günler, sonra hep aynı hikaye daha iyi için daha fazla çalışma, ve geldiğim son nokta. Ne sevdiğimi unutturacak kadar çok gömülmüşüm dünyaya, adını unutmuşum sevdiğim çiçeğin. Uzaklaşamıyorum da artık çünkü artık sokak köpeği değildim evcil bir hayvandım cebime sıkıştırılan 3 kuruş yokluğu korkutuyor. Seni beni hepimizi korkutuyor. Geriye dönüp lan boşuna mı okudum ben diyorsun? Evet amk boşuna okudun boşuna. Beyni senn beyninden çok daha düşük seviyedeki insanlara sırf makamı parası boku püsürü yüzünden bey diyorsun artık.












23 Ocak 2014 Perşembe

kurşuni renkler

http://www.youtube.com/watch?v=HTAhPbcUU8s

gözlerinden yaş getirirr öyle bi şarkı
işlerin yoğun, kışım soğuttuğu günlerden birinden merhaba, yavaş yavaş facebuktan, ve diğer sanal ortamlardan tek tek kendimi soyutluyorum. Gittikçe daha da boktanlaşıyor bu sosyal hayat, nedeni de birbirine bişeyler göstermeye çalışan insanlar tabi, ben de bu saçma akıma kendimi kaptırıp instagram, foursquare gibi sitelere üye olmuşum.  Eskiden olduğu gibi anı yaşamaya devam edeceğim. Facebuku da zaten sırf senle konuşmak için kapatmıyordum, sen de konuşmayınca facebukunda bi anlamı kalmadı. En güzeli bu blog olayı galiba,


15 Aralık 2013 Pazar

gitmek

http://www.youtube.com/watch?v=cptUvimo_aA&feature=share

bu yukarda paylaştığım şarkıyı sevmeyen, hiç aşık olmamıştır, hiç sevmemiştir, ve hiç ayrılık görmemiştir. Neyseki biz onlardan değiliz. Geçen yine değişik duygular içerisindeydim. Ölümü düşünürken aklıma geldi, aslında hergün ölüyormuşuz. Her uyuduğumuzda aslında ölüyoruz. Hayat her gün ikinci bir şansı tanıyor bize, bi baktım geçmişe, cocukluğum gençliğim hepsi bir kenarda hayal gibi onlara bakıyorum. Dizimi kanattığım gün hep aklımda, ama ben o noktaya gidemiyorum. Ya da ilk öpüştüğüm gün o da aklımda ama öldürdüm işte. Geriye dönüp neye sahipsem aslında sahip olmadığımı farkettim. Şimdi 20li yaşlarımı öldürüyorum. Hem de o kadar saçma şeylerle vakit kaybederek, sokakta top oynayarak değil mesela, en kötüsü de ne biliyor musunuz? Sevdiğiniz kız yanınızda yoksa öldürdüğünüz vakit ızdırap gibi geliyor. Öleceğini bile bile ondan uzak ölmek daha da acı, bir sabah uyanamayacağız. O şans verilmeyecek bir gün tekrar o gün herkese kolay gelsin. Ama neden bir insan kendisine değer veren insana değer vermez ki? Bunu bir türlü anlayamıyorum....