Popüler Yayınlar

6 Ekim 2012 Cumartesi

bazen


Bazen insanın dili tutulur konuşamaz,
bazen göz göze gelirsin ama bakamazsın. 
Bazen seversin ama söyleyemezsin. 
Bazen söylersin ama sevemezsin. 
Bazen aşık olursun ama sevemezsin. 
Bazen uzaktan seversin. 
Bazen en yakınından seversin ama kimse bilmez. 
Bazen herkes bilir bir tek o bilmez.
Bazen onun için kitap yazarsın yine de kendini anlatamazsın. 
Bazen seni anlatmak için bir cümle yeter. 
Bazen denizleri ortadan ikiye ayırırsın yine de yetmez. 
Bazen doğuştan şanslısındır köpek gibi davransan da farketmez gitmez yanından. 
Bazen onun için ölürsün; kim vurduya gitmekten farkın olmaz 
Bazen ise yaşama sevincinin tek kaynağıdır o. 
Bazen o dünyanın en çirkinidir ama yine de çöllerde yüzersin çünkü o senin tek leylandır. 
Bazen o rahat uyusun diye geceyi beklersin, 
bazen de uyansın diye güneşi getirirsin gökyüzüne. 
Bazen ne yaparsan yap olmaz. 
Ama yine de yeni bir şey yapmaktan vazgeçmezsin.
 Bazen hiçbir şey yapmazsın ama yine de içini kurtlar yer onsuz olmaktan. 
Ama yine de onsuz olmaz. 
Belki onla da olmaz. 
Ama denemek keşkeleri öldürür, 
keşkeler seni öldürmeden

3 Ekim 2012 Çarşamba

Hani böyle en sevdiğiniz yemekleri yapmıştır anneniz ama her seferinde ya tok gelirsiniz eve ya da iştahınızı sikko bir durum kapatmıştır. Çocukken en çok özendiğim şeylerden biri tırcılardı. Bizim eve çok yakın bir gümrük olduğu için çok fazla tır görüyordum. Tır şöförleri acıkınca kasanın sol tarafında kendilerine bir sofra kurarlardı. Sırf o sofra için yeminle kaç kez tır şöförü olmayı düşünmedim değil. Neyse bu arada dün 22 yıllık yaşantımın ilk şampiyonlar ligi macına çıkmıştım. Tribünler müthişti ben de 3 boyutlu kareografinn karşı tribününde yani güney tribünde yapılan kareografinn en üstünde yıldızı tutanlardan biriydim. O 21.45teki şampiyonlar ligi müziği yeminle tüylerimi yerinden oynattı. Neyse daldan dala atlamışken, bir zamanlar gece uyuyamayıp sabah kalkamayan ben normal sen ben gibi bir insan oldum. Sabah 6.30da saat çalmadan kalkan biriyim. Almanyaya gittiğimde; bu ne sikko hayat lan herkes 6da ayakta aksam 8 diyince yatıyor. Derken kendimi şuan o noktada buluyorum. Yazık ki öyle, özlicem seni gece yatmayan sabah kalkmayan mustafa.

25 Eylül 2012 Salı

gangam style

Hani böyle çayınızı içersiniz ya, yarısı neredeyse doludur. Ve anneniz, ablanız ya da herhangi biri demliği kapıp gelmiştir. Çayı biten var mı diye sorar, öteki servise kadar beklememek için fondip yaparız ya, sonra az biraz dilimiz yanar. Ama yeni tap taze çayımız vardır. Bu arada sabah kahvaltısında çay yerine meyve suyu, süt, aysti ya da başka bir şey içen varsa beni okuma arkadaş. Neyse geçelim günümüz konusuna, ulan türkiye ne kadar zengin bir ülkedir öyle. abi herkes mi ayfon kullanır, herkes mi bin TLlik saat kullanır. Sabah kendi kendime ayfon 5in çıkış fiyatına gönderme yaparak 3bin tlye telefon mu olur lan derken trendyoldan gelen maile baktım. Yıllardır saat kullanmayan ben trendyolda indirime giren saatlere bakayım dedim. Öhhh dedim saat olmuş 11bin TL sonra düşmüş 5bin TLye, la hadi ayfon internete giriyor bi sike yarıyor. Abi saatin tek görevi saat kaç denildiğinde öyle yalandan saate bakmaktır. Way mına koyim. Bu arada bu aralar blogumun hitini artıran herkese selam olsun ama saatin 5inde türkiyeden bloguma giren karşim her kimsen ayrıca selam sana. türkiye diye belirtmemin nedeni, amerikadan rusyaya ziyaretçi kitlem var ^^ Gogıl transleyt ile ispanyolcaya ruscaya çevrilmiş bir blog bu ^^ o derece. Ulan öyle bi ülkede yaşıyoruz ki internet aleminde gezegen her 2 kişiden 1i twitterda fenomen, öteki ikinci de fotoğrafçı. Öyle bir milletiz ki herkes futbol yorumcusu. Neyse bu arada dinlememiş olan herkes için gangam staylaaaaaaaaaaa hop hop hop hop

http://www.youtube.com/watch?v=9bZkp7q19f0

23 Eylül 2012 Pazar

geçen gün işten çıktıktan sonra izmitteki arkadaşım çağırdı, en yakın arkadaşlarımdan biridir neyse gittim yanına beni aldı körfezi en güzel gösteren şelale cafeye, izmitin en güzel yeridir belki de. Tarihi saat kulesinin hemen yanında, her neyse 4 5 saat oturduk. Çişim geldi, her insanın ki gibi geldi, dünyanın en zengin adamı da olsak gidicez rahatlıcaz ama ben üşengeçlikten olsa gerek baya tuttum sonra baya sıkışınca tualetin kapısına kadar geldim. Bi cocuk vardı kapıda dedi sıra var. Geçtim arkasına dedi ben girmicen sen önüme gçebilrsin. Ben de tabii sordum kendime niye bekliyor bu cocuk burda diy e ama cok da kafama takmadım. Ne olduysa cocukla muhabbete başladık bu arada az ilerde fenerin uefa kupası macı var. Ona bakıyoruz birden muhabbet gs manu macına geldi. falan derken 10 dakka geçti hala sıkışmış bir şekilde duruyorum sonra bayan tualetinn kapısı açıldı ve cocuk kızı aldı gitti ben de bi 2 dakka daha bekledikten sonra rahatladım. Tabii o sıra kanım beyninde olmadıgı için hala bu cocuk niye burada bekliyor sorusu tekrar gündemime gelmemişti. Taaaa ki rahatlayıp wcden cıkana kadar. Evet o cocuk tualetin dibinde sevgilisini bekliyordu. Hayatımda gördüğüm en saçma şeylerden biriydi galiba. O an beynim durdu. Nasıl ya nasıl diye sordum durdum kendime. Sevgili olmak böyle bir şey mi? Sevgili olmak bir başkasının bakıcısı olmak mı? köpek mi bu, öyle wc kapısınn önünde bekliyorsun. O bekleten kız da nasıl bi kızdır arkadaş. Yani otursa masada cocuk; kız tualetin deliğine mi düşecek. Her neyse bu da böyle bi saçmalatmadır. Allah düşmanımı sevgilisinin wcsini yaparken kapıda beklemesini nasip etmesin. amin

17 Eylül 2012 Pazartesi

İstanbul'dan posta pulu yaptım, 
İzmir'den aşk mektubu, 
adres soğuk gönlün, 
kağıttan gemilerle aşıyor okyanusu 
rüyalarda...

15 Eylül 2012 Cumartesi

Yine bir yerlere esiyor duygularım,
                  kimseye eywallah demeden.
Yine bir yerlere konuyor hislerim
                   kimseye gözükmeden.
Uzaktan bakıyorum yine hayata,
sessiz sedasız..
Doktorlar, ilaçlar, tedaviler
hiçbiri!
beni burada tutmaya yetmiyor,
 yavaş yavaş yol alıyorum.
Bir taşın üstünden göğe havalanıyorum.
      Soruyolar:
 öteki tarafta sen kimsin diye?
      soruyorlar
bu tarafta dostlarıma o kim diye.
İyi biriyim,
iyi biri.
Cevaplar hiç sekmez
ama iyi olmak yetmiyor artık.
 Gidiyorum işte,
bedenim kıldırıyor ruhumun cenazesini en önde.
uğurlar olsun diyorum ruhuma, uğurlar olsun.
Ruhum her ben burdayım deyişinde;
üzerine başka biri tarafından atılan toprağı buluyor en ince teninde
Kalbin yapboz
tamamlayabilene aşk olsun
gözlerin yapboz eksik parçası ruhum
bulabilene aşk olsun
mutluluğun yapboz
sonuna gelene meşk olsun
samimiyetin yapboz
ulaşabilenle gönüller bir olsun  
sen benim sokakta evsiz kalmış ruhuma hayat verensin,
gözlerimdeki yapbozun boşluğusun,
 sensiz çok çirkin
 sensiz çok gereksiz