Popüler Yayınlar

25 Eylül 2012 Salı

gangam style

Hani böyle çayınızı içersiniz ya, yarısı neredeyse doludur. Ve anneniz, ablanız ya da herhangi biri demliği kapıp gelmiştir. Çayı biten var mı diye sorar, öteki servise kadar beklememek için fondip yaparız ya, sonra az biraz dilimiz yanar. Ama yeni tap taze çayımız vardır. Bu arada sabah kahvaltısında çay yerine meyve suyu, süt, aysti ya da başka bir şey içen varsa beni okuma arkadaş. Neyse geçelim günümüz konusuna, ulan türkiye ne kadar zengin bir ülkedir öyle. abi herkes mi ayfon kullanır, herkes mi bin TLlik saat kullanır. Sabah kendi kendime ayfon 5in çıkış fiyatına gönderme yaparak 3bin tlye telefon mu olur lan derken trendyoldan gelen maile baktım. Yıllardır saat kullanmayan ben trendyolda indirime giren saatlere bakayım dedim. Öhhh dedim saat olmuş 11bin TL sonra düşmüş 5bin TLye, la hadi ayfon internete giriyor bi sike yarıyor. Abi saatin tek görevi saat kaç denildiğinde öyle yalandan saate bakmaktır. Way mına koyim. Bu arada bu aralar blogumun hitini artıran herkese selam olsun ama saatin 5inde türkiyeden bloguma giren karşim her kimsen ayrıca selam sana. türkiye diye belirtmemin nedeni, amerikadan rusyaya ziyaretçi kitlem var ^^ Gogıl transleyt ile ispanyolcaya ruscaya çevrilmiş bir blog bu ^^ o derece. Ulan öyle bi ülkede yaşıyoruz ki internet aleminde gezegen her 2 kişiden 1i twitterda fenomen, öteki ikinci de fotoğrafçı. Öyle bir milletiz ki herkes futbol yorumcusu. Neyse bu arada dinlememiş olan herkes için gangam staylaaaaaaaaaaa hop hop hop hop

http://www.youtube.com/watch?v=9bZkp7q19f0

23 Eylül 2012 Pazar

geçen gün işten çıktıktan sonra izmitteki arkadaşım çağırdı, en yakın arkadaşlarımdan biridir neyse gittim yanına beni aldı körfezi en güzel gösteren şelale cafeye, izmitin en güzel yeridir belki de. Tarihi saat kulesinin hemen yanında, her neyse 4 5 saat oturduk. Çişim geldi, her insanın ki gibi geldi, dünyanın en zengin adamı da olsak gidicez rahatlıcaz ama ben üşengeçlikten olsa gerek baya tuttum sonra baya sıkışınca tualetin kapısına kadar geldim. Bi cocuk vardı kapıda dedi sıra var. Geçtim arkasına dedi ben girmicen sen önüme gçebilrsin. Ben de tabii sordum kendime niye bekliyor bu cocuk burda diy e ama cok da kafama takmadım. Ne olduysa cocukla muhabbete başladık bu arada az ilerde fenerin uefa kupası macı var. Ona bakıyoruz birden muhabbet gs manu macına geldi. falan derken 10 dakka geçti hala sıkışmış bir şekilde duruyorum sonra bayan tualetinn kapısı açıldı ve cocuk kızı aldı gitti ben de bi 2 dakka daha bekledikten sonra rahatladım. Tabii o sıra kanım beyninde olmadıgı için hala bu cocuk niye burada bekliyor sorusu tekrar gündemime gelmemişti. Taaaa ki rahatlayıp wcden cıkana kadar. Evet o cocuk tualetin dibinde sevgilisini bekliyordu. Hayatımda gördüğüm en saçma şeylerden biriydi galiba. O an beynim durdu. Nasıl ya nasıl diye sordum durdum kendime. Sevgili olmak böyle bir şey mi? Sevgili olmak bir başkasının bakıcısı olmak mı? köpek mi bu, öyle wc kapısınn önünde bekliyorsun. O bekleten kız da nasıl bi kızdır arkadaş. Yani otursa masada cocuk; kız tualetin deliğine mi düşecek. Her neyse bu da böyle bi saçmalatmadır. Allah düşmanımı sevgilisinin wcsini yaparken kapıda beklemesini nasip etmesin. amin

17 Eylül 2012 Pazartesi

İstanbul'dan posta pulu yaptım, 
İzmir'den aşk mektubu, 
adres soğuk gönlün, 
kağıttan gemilerle aşıyor okyanusu 
rüyalarda...

15 Eylül 2012 Cumartesi

Yine bir yerlere esiyor duygularım,
                  kimseye eywallah demeden.
Yine bir yerlere konuyor hislerim
                   kimseye gözükmeden.
Uzaktan bakıyorum yine hayata,
sessiz sedasız..
Doktorlar, ilaçlar, tedaviler
hiçbiri!
beni burada tutmaya yetmiyor,
 yavaş yavaş yol alıyorum.
Bir taşın üstünden göğe havalanıyorum.
      Soruyolar:
 öteki tarafta sen kimsin diye?
      soruyorlar
bu tarafta dostlarıma o kim diye.
İyi biriyim,
iyi biri.
Cevaplar hiç sekmez
ama iyi olmak yetmiyor artık.
 Gidiyorum işte,
bedenim kıldırıyor ruhumun cenazesini en önde.
uğurlar olsun diyorum ruhuma, uğurlar olsun.
Ruhum her ben burdayım deyişinde;
üzerine başka biri tarafından atılan toprağı buluyor en ince teninde
Kalbin yapboz
tamamlayabilene aşk olsun
gözlerin yapboz eksik parçası ruhum
bulabilene aşk olsun
mutluluğun yapboz
sonuna gelene meşk olsun
samimiyetin yapboz
ulaşabilenle gönüller bir olsun  
sen benim sokakta evsiz kalmış ruhuma hayat verensin,
gözlerimdeki yapbozun boşluğusun,
 sensiz çok çirkin
 sensiz çok gereksiz

13 Eylül 2012 Perşembe

Ah aşk


Ah Aşk,
    Sen adama neler edersin?
şair edersin
    leyla ile mecnunu yazdırırsın
güzeli çirkin
sevgiyi ızdırap edersin.
gün gelir başkasını yazar edersin
    iki şehrin hikayesini yazdırırsın
kavuşmayı imkansız değil
imkansızlıkları kavuşturursun

sesi olmayan adama
   şarkı sözü yazdırırsın
ötekine
    besteletirsin
sonra..
sınrasında sesi yanmış başkasına
duymamış, herkes duymuş o duymamış!
   diye haykırtırsın

Kimi aşığın sesine bağlama eşlik eder
kimisine gitar
eğlenceli aşıklar da vardır akordeon sesiyle yürüyen
bıçak yarasıyla aşık olanlar;
ruhlarının cesedini kemanın acı sesiyle soğutur onlar

kimileri biriktirir aşkını
aşk birini senarist ötekini yönetmen eder
sonra
herkesin gıpta ettiği filmlere sararlar aşklarını

Bir de maymun iştahlılar vardır
katilden de ötedir onlar
tuzakları olur aşk
öyle ok gibi değil
kurşun gibi insanın kanını zehirler
tetiği erosun yayı değil
dudaklardır;
öpücük darbeleriyle kalbe nüfuz eden

Ah aşk!!

Kimini beyaz bulutların üzerine çıkarırsın
          gök kuşağına kavuşturursun renk renk
kimini kara bulutlarla çarpıştırırsın
         her yer sel
         her yer fırtına
         en güzel duygular olur afet

Ah aşk!!

fransız şarabı gibi de sunulursun gönüllere
 yıllandıkça tadına doyum olmaz
köpek öldüren gibi de...
 aptal bir sarhoşluk veren hücrelere


29 Mayıs 2012 Salı

gözlerimiz gülsün


bırakalım dünyayı
gözlerimiz gülsün
dudaklarımız
dudaklarımız konuşmasın dudaklarımız açılmasın
yıldızlara bakalım
gözlerimiz gülsün, parıldasın
dünyanın öteki ucuna gidelim
bırakalım samimiyetsiz kahkahaları
gözlerimiz gülsün
şu karanlık günlerden kurtulalım
gözlerimiz gülsün
sarı saçların eşlik etsin gamzeme
sevinelim
kaçmayalım duygularımızdan
konuşmayalım susalım
gözlerimizi dinleyelim sessizce
onlar yalan söylemez
onlar adil, onlar samimi
gözlerimdeki yaşlar Samanyolu olmuş silen yok
bırak eziyet etmeyi gözlerimize
serbest bırak o bakışlarının arkasındaki sakinliği
çılgınlar gibi bağırsın gözlerimiz
seviyorum desin en samimi ıssız sokaklarda
kim ne deri bırak sev gözlerimi
yazalım en güzel şiirleri dünyaya atalım
sevgililer bilmez değerini
aşıklar bilir, sevdalılar bilir
gemilere binip gidelim ıssız adalara
yeniden yaratalım dünyamızı
gözlerimiz yaratsın en sıcak bakışlarıyla
toprağı benim gözlerim
denizi, ırmağı senin gözlerin
ormanlar, çiçekler, hayat onlar ikimizin
bırak artık be ikimizi birbirimize
göz yaşları eşlik etsin gülüşümüze
gülsün artık gözlerimiz